02 Kasım 2011

Max Peyne Behzat Ç. Bağlantısı


Üniversite yıllarında oynadığım ve büyük zevk aldığım bir oyun vardı. Max Payne. Bu oyunu özellikle kurşunun gidişini çıplak gözle görebilecek kadar yavaşlatması ile müthiş zevk alarak oynamıştım. Oyunun başkahramanı Max Payne New York polis teşkilatında bir polis memuru. Bir gün işten eve geldiğinde eşi ve çocuğunu evde öldürülmüş olarak bulur, oyun başlar ve hep beraber katilleri aramaya başlarız. Oyunu iyi oynayanlar katilleri daha çabuk öğrenir, benim gibi oyun yeteneksizleri ise daha geç. Oyun aslında her başarılı senaryoya sahip oyun gibi sadece oyun olarak kalmadı ve filmi de çekildi. Bence iyi bir oyun uyarlamasıydı fakat kesinlikle oyunda ki tadı vermedi.

Bugünlerde bu oyunu tekrar hatırlamamın nedeni ise Behzat Ç.. Oyun sırasında Max Payne’in gördüğü halüsinasyonlar ve rüyaları Behzat Ç.’de de görmek bana bu oyunu hatırlattı. Söz konusu iki karakterde, en yakınlarındaki sevdiklerini kaybediyorlar. Bu kaybediş öldürülerek oluyor, polis memurlarımızda derin yaralar açıyor ve her ikisi de katilleri aramaya hayatlarını adıyorlar, legal olmayan yollara başvuruyorlar. Bununla beraber; bir sürü pis işleri de bağlantılı olarak ortaya çıkarıyorlar, birilerini huzursuz ediyorlar. Konular ve yaşananlar hatta polis memurların karakterleri birbirlerine oldukça yakınlık gösteriyor.

Dün akşam seyrettiğim Behzat Ç.’nin sinema filminde ise Max Payne’de de görülen halüsinasyon ve rüyalar zirve yapmış durumda ve Behzat’ın içinde bulunduğu psikolojik durumu mükemmel ortaya koyuyor.



Behzat Ç’nin sinema filmini oldukça başarılı bulduğumu söylemeliyim. Sevdiğiniz dizilerin film uyarlamalarında yaşanan sıkıntılardan uzak kalınmış, hatta daha etkileyici olmuş. Bunda tabi ki diziyi sinema filmi olarak da olsa ilk defa sansürsüz, bip’siz seyretmenin verdiği keyif önemli (keşke dizi için de bu seçeneğimiz olsa) yer tutuyor. Film üstüne basarak söylemek istiyorum ki oldukça komik. Film sırasında kahkahalar atacağınızı garanti edebilirim. Bu durum ise aslında polisiye gerilim diyebileceğimiz tarzda ki bir film için iddialı bir durum.


Çok uzun zamandır yazmıyorum, nedenini kendimde bilmiyorum ki buraya yazayım. Sadece yeniden yazmak istiyorum. İzlediklerim… gördüklerim… aklıma takılanlar… okuduklarım… Umarım açılırım  ve daha çok yazarım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Koşu Kanunu

Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır. O ceylan, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa ölecektir. Afrika'da ...