17 Ocak 2018

GEBERİYORUM


Yaşamayı seven birinin çaresizliği, yaşama sevincini mısralara aktarımı ancak bu kadar muhteşem olabilir… Mısralar o kadar büyük ki, şarkıya çevirmeye cesaret edebilenler için güzellik aynı büyüklükte devam ediyor…

Geçip gitmiş günler gelin
rakı için sarhoş olun
ıslıkla bir şeyler çalın
geberiyorum kederden.

İlerdeki güzel günler
beni görmeyecek onlar
bari selam yollasınlar
geberiyorum kederden.

Başladığım bugünkü gün
yarıda kalabilirsin,
geceye varmadan yahut
çok büyük olabilirsin...






15 Ocak 2018

Kuşadası, Davutlar, SSK, Shiva Disko ve Metallica


Metallica – Nothing Else Matters 

Sevdiğiniz bir şarkı ile beraber sizde bir yere gider misiniz? O şarkı arkada çalarken yaşanmışlıklara… Bende bu şarkı ile Kuşadasın’a gittim birden, anlamsızca…

Kuşadası’nda Davutlar tarafında, orayı bilenlerin SSK olarak bildiği yerde, Orsen sitesinde dedemlerin yazlığı vardı, hala da var, hala da giderim oralara, çok da severim. İşte benim gençliğe giriş yıllarımda, 90’lı yılların başında, SSK sitesinin tam ortasında bir disko vardı. Adı Shiva idi.

O yıllar, ailelerimizden dönüş saati geç olsun diye uzun uzun yalvardığımız yıllardı. Gece 2’lere kadar izin alan arkadaşlarımızın havalarından geçilmezdi. Diskoda ilk kız kesmeler, sahilde yakılan ateşler, ilk kez içilen içkiler, ilk öpüşmeler, yaz aşkları… Harika günlerdi, o günleri yaşayanların hep güzel andığı günler.

O yıllarda müzik bilgimizi Blue Jean dergisi ve türevleri oluştururdu. Kışın dergilerden öğrendiğimiz veya radyolardan yakaladığımız ya da kasetlerini alarak defalarca ezberlediğimiz şarkılar diskoda çalınca, bildiğimiz şarkı diskoda çalındığı için kendimizi bir bok zannettiğimiz, şarkıyı bilmesek de çevredeki kızlar görsün diye sözleri uydurarak şarkıları söylediğimiz yıllar.

Disko müziğinin de disko kültürünün de en iyi, en eğlenceli olduğu yıllar. Yeni müzik türleri ile tanıştığımız, çalan şarkıları sınıflandırmaya başladığımız yıllar. R&B, Rap, HipHop, Heavy Metal, Hard Rock, Grunge, Arabesk, Pop… Dinlediğin müziğin yaşantına etki etmeye başladığı, en iyi grup ve şarkılarının çıktığı yıllar. Bu yazı için o yıllara ait sadece müzik ile sınırlı kalacağım ama 90’lı yıllar benim yaş grubum için belki de eşi benzeri olmayan yıllar.

Shiva diskoya dönecek olursak… En sevdiğim anlar, hızlı şarkıların bitip de slow müziğin başladığı ve erkelerin kızları dansa davet ettiği anlardı. Ama ben hiçbir zaman kimseyi dansa kaldırmadım. Benim en sevdiğim bu anlar, oluşan tiyatroyu izlemekti. Ve bu tiyatroda en sevdiğim şarkıda her zaman Metallica – Nothin Else Metters olmuştu. Bazı anlar aklınızda fotoğraf olarak kalır. Bu şarkının Shiva diskoda çaldığı anları, tepedeki disko topunu ve benim oturarak insanları dans ederken izlememi unutmam mümkün değil. O fotoğrafı beynimle çektim, o diskonun içi ve bu anlattığım an her zaman aklımda.

O kadar güzel günlerdi ki, o günler hiç bitmesin isterdik. Ama benim için o güzel günler orada olan herkesten daha çabuk biterdi. İstanbul’a dönmek ve antrenmanlar…

İstanbul’da antrenmana giderken o zamanın en büyük müzik teknolojisi walkman kulağımızda… Ve içinde yine anılarla dolu 1991 yılı Metallica albümü… "Bu Metallica’da artık çok popüler kültürün parçası oldu", "çok yumuşadılar" dedirten şarkı Nothing Else Metters… Akşam yatağa girdiğinde yine walkman ve yine aynı şarkılar.

Yıllar geçti, walkman oldu cep telefonu, kaset oldu spotify. Dünya bu yazıyı yazdığım notebookla parmaklarımın ucuna geldi. Ama iyi müzik eskimiyor işte. Bir grup ve şarkı boşuna efsane olmuyor. O başını gitar ile yeryüzündeki herkesin çok kolay çalabileceği ama o ilk bas ve davul sesinin ruhunu anlamak için yaşanmışlıklara ihtiyaç olan şarkılardan biri Nothing Else Metters, buyurunuz… 

Koşu Kanunu

Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır. O ceylan, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa ölecektir. Afrika'da ...