26 Temmuz 2008

SAÇMALIK TAMAMLAYICISI

Balık baştan kokar ne güzel bir atasözüdür. Hayatın başından başlar bu balık kokmaya. Hayatına öğrendiklerin yön verir. Öğreticiler ise çok önemlidir. Ailene bakarsın önce. Büyük zevkle sigara içen ailene özenirsin, sigara hayatın bir parçasıdır, tıpkı alkol gibi. Evinizde bar olarak tabir edilen bir yer oluşturulur, evin en özen gösterilen yerlerindendir. Şişe şişe güzel görünümlü, göz alıcı alkoller dizilir. Onlara bakarak büyürsün. Buzdolabını her açıp suya uzandığında yanında bir de rakı görürsün. Büyürsün hızla. Liseye adım atarsın, vücudun şekillenir, bir bok zannedesin kendini. Sigara içenlerin dedikleri hiç bir şeyi dikkate almasın, sen kendi sigaranı içersin. Onların sigarası senin için zararlıdır, kendi sigaran ise özgürlüğünün kanıtı, başkaldırışının, yeni arkadaşlıklarının ilk adımlarındandır. Bir anda en iyi arkadaşların en gizli yerlerde, en maceralı sigara içtiğin arkadaşların olur. O sigara dostlarının arkadaşlıkları, ilk deneyimlerin anlatıldığı dostluklara dönüşür. Hayatın ilk deneyimleridir bunlar, tecrübeyi sana arkadaşlarının muhabbetleri sağlar. Ders çalışmayı daha fazla özgürlük için önemsersin, üniversite belki bağımsız bir şehir demektir senin için.
“İlk sigarayı içen ilk insanlar” seni uyuyor bilirler, ama sen son sigarayı yakıp bardan içeri girersin, sahnedeki homoseksüel, adına “rock” denen müziği çığırır, sende o müziği her zaman yanlış anlarsın, rock müzik seni günaha çağırır. Bardan aldığın içkin boş olan elini doldurur. Yüzünü sahneye dönersin ve başlarsın homoseksüelcilik oynayanı izlemeye. Şarkıyı bilirsin, sende başlarsın söylemeye yanındaki arkadaşlarınla. Sahnedekinden daha homo arkadaşların mutlaka vardır, onlar hep senden daha çok bağırırlar. Görüntüler aynıdır, benzer giyinirler, o sıralar pek ilgilenmezsin ne konuştuklarına, ne anlattıklarına ne düşündüklerine, hepsi aynıdır, aynı tarz ayakkabı, aynı tip pantolon… oysaki barın ortasında duran takım elbiseli adamın asıl ilginç olan olduğunun o an farkına varamazsın, itici bir gözle bakarsın, bir an önce siktirip gitmesini istersin.
Gün gelir beş birayı işemeden içebilirsin. Bununla övünürsün. Ağızla içmeyi bırakırsın. Sonrasını zaten anlamazsın, hatırlamazsın.
Andy Warhol kamerayı koyar, sen önünde oynamaya devam edersin, kendi senaryonu kendin, yazmadan oynarsın.
Gün geçtikçe yalnız kalmaya başlarsın, bunu istersin de, bundan zevkte alırsın.
Sonra bir gün yere uzanırsın, yüzünü tavana dikersin, sağ elinde hiç bitmeyen şarap şişen, sol elinde hiç bitmeyecek olan sigaran… Bu görüntüyü sana kim öğretti?
O homoseksüelin kalabalık rock müziği, senin tavanında tek başına dinlediğin bir sonat olduğu an başlarsın psikolog misali geriye gidişlere. İşte orda başlar bu çok sevdiğin saçmalık. Acı mı, mutluluk mu anlamazsın. Gözünde gözyaşı, dudaklarında gülümseme. Hayatının kısaltması bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Koşu Kanunu

Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır. O ceylan, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa ölecektir. Afrika'da ...