Geçen akşamların birinde iki arkadaşımla biraz içtik. Daha doğrusu ben içtim, onlardan biri içmedi, diğeri bir iki bira yuvarladı.
Eve dönerken otobüse bindim. Oturduğum yerde inanılmaz terlemeye başladım. Etrafıma baktım, terleyen, sıcaktan şikayet eden kimse olmadığı gibi, üzerlerinde benden daha kalın giyinmiş olanlar bile vardı. Bu terin tek kaynağı alkol, insanı boktan hale sokan bir zehir. Belki dramatize etmeye gerek yok ama yaşadıklarım ve öğrendiklerim var. İçki sadece kaybetmek demek. Galonlarca da içseniz, bir tek de içseniz sadece bir şeylerinizi kaybedersiniz. Onurunuzu, gururunuzu, bilincinizi, namusunuzu, bekaretinizi, paranızı, huzurunuzu, ailenizi, arkadaşlarınızı, sevgiyi, aşkı, evin yolunu, tuvaletin yolunu, saygınlığınızı, gülmeyi, ağlamayı, oyunu, hayatınızı kaybedersiniz… Kazandığınız ise bazen geçici mutluluk, bazen ortaya çıkan bir sanat eseri, bazen de size mutluluk hormonlayan hayal gücünüzdür. Bilinçaltınıza inen bir gaz pedalı gibidir alkol. Asıl mesele ortaya çıkan eserin gerçek olup olmadığıdır ve sizin bu yazıyı alkol içerek yazmanızdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Koşu Kanunu
Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır. O ceylan, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa ölecektir. Afrika'da ...
-
İyi miyim, hoş muyum? Dolu muyum, boş muyum? Aydınlık mıyım, loş muyum? Ayık mıyım, sarhoş muyum? Aslında iyi bir hafız olmasına rağmen...
-
Üniversite yıllarında oynadığım ve büyük zevk aldığım bir oyun vardı. Max Payne. Bu oyunu özellikle kurşunun gidişini çıplak gözle görebile...
-
ODTÜ, tarihi boyunca da aynı yada benzer konularla her zaman gündemde olduğu gibi, siyasi konularla yeniden gündemde. Bununla beraber b...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder