Not: Bu yazıyı sadece bu şarkıyı
dinleyerek yazdım, severseniz arkada o olsun J
Yorucu bir iş gününden sonra eve
geldim, hafif nezleyim, öyle iç ısıtıcı bir takım içeceklerle geçtim TV karşısına
kafa dağıtma amacıyla… Açtım TV’yi, gördüm bizim Athena grubundan Gökhan ve
Hakan’ı… Adamlarla mazimiz var, o yüzden bizim Athena, bizim Gökhan ve Hakan
değil… Anladın… Anlamadın… İkisi aynı şey değil aslında bak anlatayım…
Şimdi; Gökhan ve Hakan sokakta
görse hatırlamaz beni ama ben ve bazı arkadaşlarımızın hayatlarında etkileri
vardır. Buraya yazı yazacak kadar hayatıma etkisi olan adamların, adını bile
anmayı akıl etmeyeceğim Acun Ilıcalı ile aynı yerde keyifli gözükür
takılmalarına anlam vermek için baktım ekrana öyle absürt şekilde…
İşte sesiniz şöyle, tizler böyle, fala filan…. Ahahah… Sonra da bu nasıl
oksijen kafası, bir tane normal adam yok mu diye şarkı yapıyor… Akşam saati
kafa dağıtmak için, çerezin yanında iyi gidiyorlar işte…
Aslında, samimi olarak yazıyorum,
Gökhan ve Hakan’ın orada olmalarının da eleştirel bir tarafı yok. Geçtik o dönemleri.
Samimi olduğuna inandığım bir şekilde O ses Türkiye programında söyledi zaten
Gökhan, kendisi gibi olanların aslında “öcü” olmadıklarını göstermek için o
ekranda. Ben inanıyorum hafiften buna.
Ayrıca; Zaman değişti, benim
onları tanıdığım gün ki tarz-hayata bakış-vs gibi herşeyden farklı düşünüyor,
yaşıyoruz…
Şuan Gökhan ve Hakanı ekranda
izlediğimiz saatler bizim için sene 1997 – 98’de Captain Hook’da onları
izlediğimiz saatlere denk gelir. Onlar dahil hepimizin müthiş keyif aldığı zamanlar.
Oraya o günlerde gelen herkes için onlar ayrı yerde oldular, hep de oluyorlar. Hepimizin
güzel anılarının parçası oldular.
Öyle anılara dalacaksak,
neresinden başlasak… Captain Hook öncesi arkadaş evi demlenmelerinde. Kaan’ım
kulakların çınlasın! Gayrettepede ki ev, üst kat komiser, alt kat imam… Ortada
biz, öyle ska, rock, cart, curt… Komik işte, orası ayrı bir yazı konusu…
Sonrası Captain Hook merdivenleri, Athana’yı izlemeden önce, sahne arasında,
sonrası çıkışta kulak çınlamasıyla ağırdan… Severdim o merdivenleri de… Captain
Hook’un içinde ise herhalde en efsane nokta sahnenin tellerle kaplı olmasıydı.
Hakkını bu yazıda da verelim, Kurban grubu vokalisti (o zamanların cockroach’u)
Deniz o tellerin en iyi hakkını verendi J…
Locaları, barı, tuvalet önü kuyruğu ve kuyruk sohbetleri, kahkahakaları, ska
dansları, pogolar… Herkesin kendi eğlence evi gibiydi, herkes birbirini tanırdı…
TV ve Athena demişken yukarıda, Athana’nın
ilk prime time canlı yayın tv olayı da o günlerde gerçekleşti. Athana 1998’de
ilk albümlerini çıkardı. Sevdik bizde, heyecanlandık, bizi ifade eden bir albüm
vardı, hoşumuza gitti… Okan Bayülgen’i de severdik biz o zamanlar, hala sever
miyiz bilmiyorum, en azından o günkü kadar sevmiyoruz, orası net… Neyse Okan
Bayülgen’in cumartesi gecesi programına katıldı Athena, biz Captain Hook’da
onları bekliyoduk o sırada, geciktiler, çıkmaları gereken saatte çıkmadılar,
baya da beklettiler, bunu ilk kez yaptılar… Geldiler özür dilediler ama ne
yaparsın aptal kutusu işte, dünyayı o döndürüyor… Yapacak bir şey yok… O
zamanlar ekranda şunu demek istedi Gökhan, bizim gibi adamlarda var bu hayatta…
Hala işte aynı şeyi söylemeye çalışıyor… Nedenini hiç anlayamıyorum… Boşuna
bekliyorsun bizi o sahnede Gökhan…. Bırak abi öcü tipler-şarkılar olarak
kalalım… Herkesin bildiği keyifli değildir… Herkes benim zevk aldığım şeylerden
zevk alırsa, benim aldığım zevkin ne zevki olur ki J
Öyle, Captain Hook, anılar, Athena, konularda yazı da biraz karışık oldu… Athena’ya söz veriyorum daha güzel bir
yazı yazıcam, konu bütünlüğü de olacak, şöyle bağlayım bu yazıyı… J
Gökhan bu ülkede benim en keyifle
dinlediğim vokal… Sahnede çoooookkk uzun zamandır izlemekten büyük keyif
alıyorum. Benim gibi zevksiz bir adamın bu kadar büyük bir keyifle dinlemesine
rağmen hala utanmadan şarkı yapıyolar.
Aramızda bir tane normal adam yok
ki lan…
Onlar bundan besleniyor, biz
onlardan…
Hayde Yallah Tazzik…